Sessiz İstifa Bir Fırsat Olabilir mi?

Nitelikli çalışanlar arasında yaygınlaşmaya başladığı düşünülen sessiz istifa yeniliğe açık bir şirket yapısı oluşturmak adına bir fırsat olabilir mi?

Sessiz İstifa Bir Fırsat Olabilir mi?

Çalışanlar arasında iş hayatından beklentilerinin azalması, kariyer hedeflerinin yerine sadece üzerine düşen işi yapacak kadar çalışmak, işyerinde başarılı olmaya dair duydukları motivasyonun yitirilmesi gibi örneklerle açıklanan sessiz istifa, bir tür yeni çalışma modeli olarak yaygınlaştığı takdirde, uzun vadede hem işveren hem de çalışanın kayba uğramasına yol açabilir ki, yapılan araştırmalar şimdilik dar bir kesimde ortaya çıkmış gibi görünse de şirketlerin sessiz istifayı görmezden gelmemesi gerektiğine dikkat çekecek nitelikte…

Sessiz İstifa Uzun Vadede İş Hayatını Nasıl Etkiler?

Şirket ve birim yöneticileri ile duygusal bağlarını koparmaya yönelen çalışanların, sessiz istifacı olarak çalışmaya devam etmesi, iş ve özel hayatın sınırlarının çizilmesi ve çalışanın emek, zaman ve değer terazisinde kendince bir adalet girişimi olarak yorumlandığında, çalışanlar açısından anlaşılır bir tavır, bir tür sessiz tepki olarak kabul edilebilir.

Çalışma koşullarının verimliliği açısından çalışanın memnuniyeti yeterince önemsenmediğinde ya da şirket içi açık iletişim gelişmemiş ve karşılıklı geri bildirim kültürü oluşmamışsa, iş hayatını devam ettirebilmek adına çalışan, bazen farkında bile olmadan, sessiz istifaya geçebilir.

Peki sessiz istifa uzun vadede iş hayatını nasıl etkiler? Tüm dünyada “haftada 4 gün çalışma” gibi konular tartışılmaya başlanmışken, şirketlerin sessiz istifaya bakış açısı ve/veya sessiz istifa içinde olan bir çalışana karşı yaklaşımı nasıl olmalıdır?

Sessiz İstifa İş Hayatına Neyi Göstermek İstiyor?

Sessiz istifa ile birlikte gündeme gelen çalışanın öz değeri, özel hayat ve iş dengesi, iş hayatında açık iletişim gibi konular, şirketlerin yeni çağa uyum sağlamak ve vizyonlarını genişletmek için kullanabileceği bir fırsat gibi de görünüyor ve insan kaynakları yönetiminde böyle bir yaklaşımı benimseyen büyük şirketler iş hayatında yeni trendlere öncülük etmeye hazırlanıyorlar.

Dolayısıyla sessiz istifayı görmezden gelmek veya geçici çözümler aramak yerine, iş hayatında yeniden düzenlenmesi gereken bazı önemli konuları gündeme almak ve gerekli değişimleri gerçekleştirmek adına bir fırsat olarak değerlendirmek gerektiğini söyleyebiliriz. Çünkü olumlu ve olumsuz tüm çıktıları ile sessiz istifa, çalışma hayatında bazı şeylerin artık güncellenmesi gerektiğini işaret ediyor gibi görünüyor.

Sessiz İstifa Nedir?

Sessiz istifa, çalışma koşullarından memnun olmadığı halde işe gelip gitmeye devam eden çalışanın sadece görev tanımı ve iş planı kapsamındaki işleri yaptığı ve görevlerini zamanında yerine getirdiği fakat fazlası için sorumluluk almaktan ve işi için ekstra zaman harcamaktan kaçındığı çalışma durumudur.

Sessiz istifa yapan bir çalışan fiilen istifa etmez ama şirket, marka, iş, işyeri, yöneticiler veya patronu ile kurduğu ilişkide, çalışma hayatını sürdürebilmek adına, kendince bazı sınırlar uygular.

Çalışan işini daha iyi yapmak için fazladan çaba sarf etmez, enerjisini iş için hesapsızca kullanmaktan vazgeçmiştir, kariyerini ileri taşımak veya terfi etmek gibi şeylere karşı motivasyonunu kaybetmiştir.

Bir tür pasif direniş ya da kötü iş koşullarına karşı sessiz bir tepki gibi görünse de sessiz istifa, çok daha derin bir “sistemden kopuş” olarak değerlendirilmektedir.

Çünkü genç beyaz yakalar ve Z kuşağı, pandeminin ardından hayatın ve çalışmanın anlamı üzerine yeniden düşünmeye başladıklarında çok önemli bir şey keşfettiler: toplum insanları; iş hayatında edindikleri başarı, çalıştıkları pozisyon ve kazandıkları para ile tanımlıyor, buna göre bir değer biçiyor. Peki insanın değerini belirleyen şey nedir ya da iş hayatında edindiği başarı, mesleği, yaptığı iş, insanın değerini ne ölçüde belirler?

Sessiz İstifa Kavramının Ortaya Çıkışı

24 yaşındaki yazılım mühendisi Zaid Khan’ın TikTok’da viral olan “sessiz istifa” videosu işte bu sorulara cevap arayan yeni kuşak çalışanlar arasında, Covid19 pandemisinin sağladığı “yeniden düşünme” fırsatının da etkisiyle, büyük bir yankı uyandırdı.

Ne diyordu genç ve yetenekli çalışan Zaid Khan,“ Sessiz istifa, işinizi bırakmak anlamına gelmez, sadece işin hayatınızı ele geçirmesine engel olmak anlamına gelir. İşiniz, hayatınız değil! Değeriniz, ürettikleriniz ile tanımlanamaz.” İşte bu önerme ile bilhassa genç çalışanlar için iş hayatının anlamı ve çalışmaya dair yerleşik değer yargıları tartışmaya açılmış oldu.

Sessiz İstifa Nitelikli Genç Kadrolar Arasında Daha Yaygın!

İşe alım süreçlerindeki önemli kriterler, nitelikli çalışan istihdamına yönelik olarak adayın vizyonu, eğitim ve kültür seviyesi de dikkate alınarak oluşturulur. Çünkü çevik, çok yönlü, takım çalışmasına uygun, enerjik, pozitif, sorumluluk alabilen ve inisiyatif kullanabilen kişilerle çalışmak şirketin büyümesine ve başarılı olmasına en büyük katkıyı sağlar.

Bu çalışan profili, şirket ve yöneticileri tarafından gerektiği şekilde takdir edilmediğinde ya da maddi ve manevi olarak tatmin olmadığı durumda, yeni bir iş bulamama kaygısının da etkisiyle, doğrudan istifa etmek yerine sessiz istifaya yöneliyor.

Genellikle yetenekleri görmezden gelinen ve sürekli fedakarlığa zorlanan çalışanların uğradığı hayal kırıklığına karşı geliştirdikleri bu savunma mekanizmasını doğru okumak ise nitelikli kadroyu işte kalmaya ve sessiz istifadan çıkmaya ikna etmenin yolu olarak görülüyor.

Şirketlerin sessiz istifada olan çalışanları ile açık iletişim içinde olması süreci anlamaya çalışması, bu sorunu aşmasını sağlamakla kalmaz şirket yapısını güçlendirebilir ve çalışan ile bağlarını yeniden, üstelik bu sefer çok daha güçlü şekilde inşa etmesine ciddi katkılar sağlayabilir.

Bu noktada çalışanı sessiz istifaya iten nedenlerin doğru şekilde tespit edilmesi ilk ve en önemli adım diyebiliriz.

Çalışanı Sessiz İstifaya İten Nedenler

İçinde bulundukları sosyo ekonomik sorunlar veya önceliklere bağlı olarak toplumların iş hayatı ile kurdukları ilişki, kültürel değerlerin ve jenerasyon farkının da etkisiyle ülkeden ülkeye değişiklikler göstermektedir. Yani çalışanı sessiz istifaya iten başlıca nedenler, her coğrafyada farklıdır.

Refah seviyesi yüksek ülkelerde sessiz istifa, hayatın anlamına ve değerine ilişkin sorgulamaların bir sonucu olarak çalışma saatleri, işe harcanan zihinsel ve ruhsal enerjinin neden olduğu daha çok manevi yoksunluklar sebebiyle ortaya çıkarken; ekonominin kötü olduğu ülkelerde her koşulda çalışmaya devam etmek zorunda kalan çalışanlar arasında sessiz istifanın en geçerli nedeni ekonomik tatminsizliktir.

Şirketlerin çalışma koşulları, değişen kültürel yapı ve değerler anlayışı, Z kuşağının iş hayatına dahil olması, Covid19 pandemisi nedeniyle evden çalışma, dijitalleşme gibi iş hayatını önemli ölçüde değiştiren biri dizi olayın çok kısa sürede deneyimlenmesi dışında çalışanları sessiz istifaya iten diğer nedenleri, birkaç madde halinde özetlemek gerekirse:

Uzun saatler çalışma, bitmeyen mesai anlayışı ve sürekli çalışma hali sessiz istifayı tetikliyor.
İş hayatı ile özel hayatın sınırları silikleştiğinde çalışan sessiz istifaya yöneliyor.
İş hayatında tükenmişlik sendromu, bir savunma mekanizması olarak çalışanı sessiz istifaya itiyor.
Başarıları, şirket için yaptığı fedakarlıklar görmezden gelinen çalışanlar bir süre sonra sessiz istifa modunda çalışmaya devam ediyor.
Şirketi, yöneticisi veya patronu tarafından önemsenmediğini düşünen, değer görmeyen çalışanlar sessiz istifaya geçiyor.
Kariyerini, çalıştığı yerde ileriye taşıyamayacağını düşünen nitelikli ve özverili kadrolar bir süre sonra beklentilerinin karşılanmamasına bağlı olarak uğradıkları hayal kırıklığını sessiz istifa ile geri çekilerek tolere etmeye ve iş hayatını bu şekilde sürdürmeye çalışıyorlar.
Maddi olarak tatmin olmayan, emeğinin karşılığını aldığını düşünmeyen çalışanlar, şirket için daha fazla kendilerinden vermek yerine sessiz istifa ile sadece tanımlı görevlerini yerine getirme yoluna gidiyorlar.

Sessiz İstifa Şirketlere Nasıl Zarar Veriyor?

Sessiz istifa halindeki bir çalışan görevlerini üzerine düşen işi yapar, görevlerini yerine getirir ve fakat fazlasını yapmak istemez. Büyüme döneminde olmayan ya da büyüme hedefi olmayan şirketler için sessiz istifa o kadar da kötü bir şey gibi görünmeyebilir çünkü bu çalışanlar, işlerini aksatmadıkları için aslında şirkete zarar veriyor gibi görünmezler.

İşi ileriye taşımak, potansiyeli artırmak gibi maddi hedeflere veya çalışanlar arasındaki ilişkileri, çalışan ile şirket arasındaki bağları güçlendirmeye yönelik manevi yatırımlara dahil olmak istemeyen sessiz istifa modundaki çalışanlar, uzun vadede maddi ya da manevi olarak “şirkete kazandıran çalışan” kategorisinden istifa etmiş olurlar.

Çalışanın işiyle manevi bağlarının kopması, şirketin ya da birimlerin, mutsuz ve sınırlı verimlilikte bir çalışan modeli ile yüz yüze bırakır. Bu durumda şirketler sessiz istifadan nasıl zarar görür?

Çalışanın işe /işverene/işyerine karşı sadakati gelişmez.
Manevi bağların yokluğu, daha iyi bir teklif aldığında çalışanın işten ayrılmasını kolaylaştırır.
İnisiyatif kullanmaktan vazgeçtiği için sessiz istifa modundaki çalışan işi, şirketi, markayı ileriye taşıyacak potansiyel fikirlerini ya da tam tersi şirketin zarar etmesine neden olan durumların engellenmesini, yöneticisi veya patronu ile paylaşmaktan imtina eder.
Sessiz istifa nedeniyle görev tanımı dışında sorumluluk almayı reddeden çalışanlar, kriz dönemlerinde ihtiyaç duyulan desteği sağlamakta ve büyüme fırsatlarının en iyi şekilde değerlendirilmesinde yetersiz kalırlar.
Uzun vadede sessiz istifa, şirketlerin iş yönetimi ve denetimi için harcamak zorunda oldukları zaman, enerji ve bütçenin artmasına yol açar.

Sessiz İstifanın Çalışan Açısından Olumsuz Sonuçları Nelerdir?

Çalışma koşullarından veya yöneticilerinin çalışma anlayışından memnun olmadıkları için sessiz istifa ile kendi alanını korumaya çalışan kişiler özellikle psikolojik istismarı engellemek ve hayal kırıklığının yıkıcı etkisini bertaraf etmek için bu yolu seçerler ya da belli anlamda buna mecbur kalırlar.

Bu sırada onlardan beklenen işi yerine getirdikleri için bir çalışan olarak vicdanen rahatsız hissetmezler fakat aynı zamanda yeteneklerini ortaya koyamaz ve potansiyellerini gerçekleştiremezler.

Sessiz istifa beyaz yaka çalışanların kendilerini korumak için bir alan sınırı koymalarına izin verdiğinden ilk bakışta olumsuz bir yanı yok gibi görünür. Üstelik sadece görev ve iş tanımına uygun bir çalışma hayatını benimsemek, çalışma ahlakı oturmamış kurumlarda belki de çalışan açısından önemli bir tavırdır çünkü aksi, emek ve zaman bakımından çalışanın istismar edilmesine dönüşür ki, bu yaygın bir durumdur.

Peki sessiz istifa çalışan açısından nasıl sonuçlar doğurur, olumsuz çıktıları nelerdir?

Sessiz istifa işyerinde geçen zamanı psikolojik olarak ağırlaştırır, işe gitmeyi zorlaştırır ve uzun vadede kişinin iş yerinde mutsuz olmasına neden olur.
Sessiz istifa çalışanın, çalışma arkadaşlarıyla yardımlaşma, dayanışma, motivasyon yaratma gibi takım ruhunu besleyen duygusal ilişkilerine zarar verdiği için iş yerinde huzurlu ve mutlu bir çalışma ortamına sahip olma olasılığını zayıflatır.
Çalışanın mesleki birikimini ve yeteneklerini kullanmada kendini sınırlaması bir süre sonra körelmeye ya da kendini yetersiz hissetmeye yol açabilir.

İşverenin beklentilerinin, iş tanımının dışında yazılı olmayan “anlaşmalar” ile yürütüldüğü şirketlerde sessiz istifa yöneticinin ya da işverenin baskıcı tutumlarına yol açacağı için, iş ve görev tanımına göre eksiksiz çalıştığı halde sessiz istifadaki kişinin mobbing görmesine zemin hazırlayabilir.
Kişinin, memnun olmadığı ya da onaylamadığı iş ve çalışma koşullarına dair düşünceleri sesli bir şekilde ifade etmek yerine sessiz istifaya yönelmesi, kendilik değerine ve öz saygısına zarar verir.

Sessiz istifa modunda çalışanlarla yapılan bazı görüşme ve röportajlar da gösteriyor ki, kişinin kendi alanını, zamanını ve emeğini korumak adına geliştirdiği bu çalışma modu başlarda olumlu gibi görünse de sonradan çeşitli olumsuzlukların ortaya çıkmasına neden oluyor.

İş hayatında sürdürülebilirliğin önemine dikkat çekmesi bakımından sessiz istifa bir fırsat olarak değerlendirilebilir. Çünkü şirketlerin çalışma koşullarına ve insan kaynakları yönetimine dair yeni bir yapılanmaya gitmesi gerektiğinin, şimdilik sessiz bir işareti olarak görülen sessiz istifa, uzun vadede iş veren için de çalışan içinde aşılması zor bir sorun haline gelebilir.

Şunları da beğenebilirsiniz

İK'ya Dair

Dijital Çağda Kurum Kültürü

Neredeyse yaşamın her alanında yaşanan dijital dönüşüm, hayatımızı hiç olmadığı kadar kolaylaştırıyor. Bulut, büyük veri, arttırılmış gerçeklik, blockchain ve sosyal medya hem iş dünyasını hem de bireyleri dijital hareket etmeye itiyor.

İK'ya Dair

MT Süreçlerinin Dijitalleştirilmesi

Üniversiteden yeni mezun olan gençlerin iş hayatına girişlerinin desteklenmesi, seçecekleri kariyer yolunu netleştirmelerine yardımcı olmak, mesleki gelişimlerini takip etmek iş verenlerin nitelikli iş gücüne ulaşması ve yetenekleri kazanması için oldukça faydalı.

Dijital İK’ya Dair Her Şey.

İşe Alımın Değişen Kurallarını Keşfetmeye Hazır mısın?